Çocuk istismarı haberleri ile ilgili açıklamamızdır:
Hafta başında medyada “Eski Ülkü Ocakları başkanının çocuk istismarı” başlığı ile yer alan haberlerde, olayın içeriğini okumaktan çok, fail ile yakınlığı bilinen Sedat Peker’in kendi sosyal medya hesabından paylaştığı ve her cümlesinden nefret akan sözlerine maruz bırakıldık. Bir çocuğa yönelik cinsel istismar görüntülerinin ifşa edildiği bu haberlerde ise; hem failin kimliği, hem de fail ile ilişkilendirilen ve nefret söyleminde asla hızını kesmeyen Sedat Peker isimli şahıs üzerinden; karşıt siyasi ideolojilere sahip olanların birbirine karşı, tüm eril dilleriyle “racon kesmesine” şahit olduk. Failin Sivas Ülkü Ocakları eski başkanı ve Sedat Peker’in dava/suç arkadaşı olması sol medyanın fütursuzca linç söylemi üretmesine, çocuğun cinsiyetinin ise homofobik saldırılara çanak tutacak bir haber diline evrilmesine neden olurken; son söz nedense Sedat Peker’e düşmüş gibi medyada onun beyanatları yayınlanmaya başlandı.
Bu cinsel istismar olayında, failin çocuğa yönelik işlediği suça odaklanılmadığını, şiddete maruz bırakılan çocuğun cinsiyeti üzerinden kurulan mantıkla, yine ve yeniden “genel ahlak” kisvesi altında homofobik söylemin meşrulaştırıldığını gördük. Cinsel istismarın cinselliğe indirgenerek “erkek erkeğe”, “ahlaksızlık” gibi tanımlarla değerlendirildiğine baktığımızda; bu haber dilini kuran basın mensuplarının aslında Sedat Peker’in ayrımcı ve homofobik söylemlerinden çok da uzağa düşmediğini gözlemliyoruz. Aynı şekilde, bu şahsın nefret söylemlerine hiçbir eleştirel yorum eklenmeden yer verilmesini ise; birbirine karşıt olduğu varsayılan söylemlerin şiddet ve linç şevkiyle benzerleştiğine dair bir başka işaret olarak görmemek elde değil. Siyasi ideolojilerin, cinsel şiddet vakaları ve homofobi üzerinden çarpışma alanı bulması, kitlesel şiddet ve nefreti perçinlenmesi yeni bir durum değil. Ancak unutulmamalıdır ki, bu bir cinsel istismar suçudur ve çocuğa yönelik istismar kimsenin siyasi amacına araç yapılamaz!
Biz biliyoruz ki; cinsel şiddet ve istismar haberlerinde cinsiyetçi kodların kullanılması, kız çocukların oğlanlara göre istismara daha açık olabileceği ya da istismarın kız çocuklar için daha kabul edilebilir olduğu yanılgısını da beraberinde getirir. Ancak çocuklar cinsiyetlerinden bağımsız olarak hak sahibi varlıklardır ve cinsel istismar hiçbir cinsiyet için normalleştirilemez.
Herkesi bu şiddet sarmalından sıyrılmaya; şiddete maruz bırakılan çocuğun haklarını ve yüksek yararını savunmaya çağırıyoruz. Tüm basın mensuplarının; haberlerde yer verdikleri nefret söylemlerini bir an önce sonlandırarak, etik kurallar çerçevesinde hak temelli bir dil kullanmalarını talep ediyoruz. Ayrıca medya çalışanlarını; cinsel istismar haberlerinde kullanılan dilin, hukukun üstünlüğünü yok sayarak faile yönelik infial yaratacak biçimde şiddet ve linç çağrıları içermesini kabul etmediklerine dair kamuoyuna yönelik bir özür yayınlamaya davet ediyoruz.
Çünkü bu şiddet dilinden ve linç kültüründen zarar görenler; cinsel şiddete maruz bırakılanlar, korku telkin edilen çocuklar ve nihayetinde tüm toplumdur.
Toplumsal dönüşüm için toplumsal iletişim ve dayanışma dileği ile…
Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği
23.08.2017
——————————————————————————————
Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği olarak bir kez daha medya çalışanlarına ve haber paylaşanlara hatırlatmak istiyoruz:
Cinsel şiddetle ilgili yanlış bilgileri ve inançları durmaksızın üretmekten ve rant/sansasyon uğruna etrafınıza homofobi saçmaktan vazgeçin.
– Herkes cinsel şiddetin faili olabilir. Kadınlar, erkekler, ülkücüler, solcular, eşcinseller, heteroseksüeller, dindarlar veya inancı olmayanlar. Herkes fail olabilir!
– Çocuklara ve ergenlere yönelik her türlü istismarda sorumluluk yetişkinindir. Çocuğun ya da ergenin hiçbir davranışı, kimliği, yönelimi vb. istismara gerekçe olamaz. Yasal olarak, rızaya dayalı bir ilişki gibi varsayılamaz.
– Fail sevdiğiniz-saydığınız biri olabilir. Sevmediğiniz, saygı duymadığınız biri de olabilir. Sevdiğiniz birini korumak için mağdura; sevmediğiniz birini damgalamak için faile yönelik homofobi-transfobi-ırkçılık-kadın düşmanlığı gibi nefret ve ayrımcılık içeren linç dilini kullanmayın. Linç kültürünü besleyerek cinsel şiddetle mücadele etmiş olmuyorsunuz.
– Haber dilinizde, haberin çerçevesinde ve sosyal medya paylaşımlarınızda cinsel şiddetle ilgili bir laf üretecekseniz, yazmadan önce ilk düşüneceğiniz şey “şiddete maruz bırakılanın ve diğer hayatta kalanların bu paylaşımdan ne yönde etkileneceği” olsun. Unutmayın, herkes cinsel şiddete maruz bırakılabilir. Güçlendirici ve destekleyici bir dil kullanamıyorsanız, hiçbir şey yazmamanız daha iyidir.