Sokaklarda dilediğimiz saatte güvenle yürüyebilmek, şiddetten uzak bir yaşam sürdürebilmek ve yasal haklarımızın eksiksiz bir şekilde korunması hepimizin en temel hakkı. Türkiye’de yaşadığımız şiddet münferit değil; devlet politikaları sonucu hepimizin hayatını kuşatan sistematik bir sorun. Erkek egemen zihniyet, gelenekler ve bedenlerimiz üzerindeki tahakkümün kamu politikaları eliyle teşvik edilmesi ve yaygınlaştırılması haklarımızın ihlaline yol açıyor. Kadınlar ve LGBTİ+’lar olarak adalet arayışında, bedenlerimize ve kimliklerimize saldırıldığında yalnız bırakılıyoruz. Ama biz yalnız yürümüyoruz, birbirimize verdiğimiz destekle, dayanışmamızla güçlüyüz!
Şiddetle nasıl mücadele edelim?
Yasaların uygulanması ve cezasızlığı önlemek için devletin geçerli tedbirleri acilen almasını talep edin. Devlet acilen kadınların, çocukların ve LGBTİ+ların yaşam hakları için önlem almalıdır. Herkesi kapsayan hak temelli kamu politikaları bir an önce hayata geçirilmelidir. 6284 sayılı kanun eksiksiz uygulanmalı, cinsel şiddetten hayatta kalanlar için güçlü bir destek sistemi oluşturulmalıdır. Tecavüz Kriz Merkezleri ve dayanışma merkezlerinin açılması için harekete geçilmeli; kamu kaynakları ve bütçe kadınlar ve çocukların yaşam hakları için kullanılmalıdır. İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmeli, tüm kamu ve özel sektör ILO 190’ı imzalamalı ve uygulamalıdır.
Kadınlara yönelik cinskırıma varan şiddet herkesin diline pelesenk olmalı ve toplum tarafından öncelenmeli ve sahiplenilmelidir.
Şiddetle mücadele ederken nelere dikkat edelim?
Hep birlikte haklarımızın peşinde olurken, şiddetin dilde ve davranışta yeniden üretilmemesine dikkat edilmelidir. Görünüşte zararsız görünen ancak cinsiyetçiliği pekiştiren ifadelerden, ayrımcı ve hedef gösteren söylemler üretmekten kaçının. Cinsiyetçi dilin normalleştirilmesine katkıda bulunmayın. Sivil topluma kulak verin. Çocukların evlilik yoluyla istismarına, taciz ve istismarın normalleştirilmesine son vermek için sesinizi yükseltin. Cinsel şiddeti aklayan, mağdur suçlayıcı nefret söylemlerine ve ayrıştırmaya karşı, kapsayıcı politikaları destekleyin.
Biz haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz, haklarımızın ihlali pazarlık konusu bile olamaz. Dayanışmayla direnen bizler derin bir nefes alıp mücadelimize devam edeceğiz.