Haftalardır Gazze’de, İsrail’de, Rojava’da ve Karabağ’da devam eden savaşları izliyoruz. İzliyoruz, çünkü devletler savaşı durdurmak için adım atmazken, bizler halk ve kitleler olarak savaşı sadece izler duruma düştük. Oysa ne Filistinli kadınlara ve kız çocuklarına yönelik İsrail askerlerinin yıllardır uyguladığı taciz ve tecavüzlere, ne de kaçırılan İsrailli kadınlara yönelik tecavüzlere sessiz kalamayız! Cinsel şiddetin savaşın bir parçası gibi görülmesine ve bir cezalandırma yöntemi olarak meşrulaştırılmasına izin veremeyiz! Çünkü tüm bunlara sessiz kaldıkça şiddet daha da artıyor, katledilmiş çocuk bedenlerinin sergilenmesi ile “kim daha kötü” yarışına giriliyor.
Savaş yok edicidir. Çifte standart uygulayan devletler, danışıklı dövüş, insanlıktan çıkartma ve kimlik çatışmaları ile savaştan nemalananlar; şiddetin, yıkımın, açlığın ve ölümün failleridir. Savaşın kaybedenleri toplumsal hiyerarşinin en altında kalan kadınlar, çocuklar, hayvanlar ve LGBTİ+’lardır. Sivil halktır kaybeden, hem açlığın, yoksulluğun ve bombaların ablukasında sıkışmış Filistin halkıdır, hem de sinagoglarına saldırılan, kapıları işaretlenen, ırkçı nefret söylem ve eylemlerine maruz bırakılan Yahudi sivillerdir. Batı ve doğu medyasında islamofobi ve antisemitizm eş zamanlı söylenen bir şarkı, şiddetin üzerine örtülen bir örtüdür.
Cinsel şiddet uluslararası savaş suçu olarak kabul ediliyor. Ancak bu konudaki düzenlemelerin hiçbiri savaşta ilk hedefin kadınlar, LGBTİ+’lar ve çocuklar olmasını önleyemiyor! Çok açıktır ki, bazı devletler savaş tecavüzleri ve tüm diğer savaş suçları konusunda çifte standart uygulamasa, savaşan tarafların hiçbiri cinsel şiddeti meşrulaştıramayacak. Tecavüz bir savaş stratejisi olarak uygulanamayacak. Oysa tüm savaşlarda tecavüz bir silah olarak kullanılıyor ve meşrulaştırılıyor.
Cinsel şiddet, tecavüz ve bombalanan siviller hangi tarafın bunu uyguladığına bakılmaksızın savaş suçudur ve hiçbir şekilde gerekçelendirilemez. İsrail’in Gazze’ye kara harekatı yapması, çığırından çıkmış bu şiddetin daha çok artacağı anlamına geliyor. İsrail Filistin savaşı başta olmak üzere tüm savaşlar acilen durdurulmalıdır!
Ulusal ve uluslararası kamuoyunun savaşı durdurmak için karar vericilere baskı yapmasını; sivil savaş bölgelerine acil tıbbi ve insani yardım götürülmesini ve ölümlerin sonlandırılmasını istiyoruz. Tüm devletlerin, BM’nin ve AB’nin savaş suçu işleyen devletlerden desteği çekmesini istiyoruz! Etik yayıncılıktan uzak ve ideoloji üreten medya aygıtlarının güç ve çıkar odaklarına hizmet etmeyi bırakmasını istiyoruz. Çıkar odaklarının desteklediği manipülatif medya gücü, devletin asker ve kolluk gücü, iş ve ticaret grupları ve benzeri hiçbir güç odağı kamuoyunun hak temelli tepkisine engel olamaz. Savaşları durduracağız!