Skip to content Skip to footer

ORTAK BİLDİRİ / 30 Mart 2015

Eskişehir’de Erinç Pütün’ün ölümünün sokak köpeklerine mal edilmesini ve medyanın, sokak köpeklerine yönelik toplumsal şiddeti kışkırtarak itlaf ve tecrit politikalarını meşrulaştıran haberlerini kınıyoruz.

Gelinen son noktada, Erinç Pütün’ün ölü bulunmasını takiben, bedenine sadece ölüm muayenesi yapıldığı görülmüştür. Pütün’ün başkaca sebeplerle yaşamını yitirmiş olabileceği ihtimali üzerine gidilmediği ve bu olaydaki bütün şüpheleri ortadan kaldıracak klasik otopsinin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Henüz otopsi raporu dahi açıklanmamışken, yaşamını yitiren kişinin hatırasına saygı gösterilmeden ve hatta olay ile ilgili başka gerçeklerin ortaya çıkmasını engelleyecek nitelikte mesnetsiz haberlerin ivedilikle kamuoyunda paylaşılması, hâlihazırda ciddi yaşamsal tehdit ve tehlikelere maruz bırakılan sokak köpeklerini açık hedef hâline getirmiştir. Bu nedenle bu olay ile ilgili tüm olasılıklar soruşturulmadan, klasik otopsi sonucunda olay kesinlik kazanmamışken, büyük  başlıklarla kamuoyuna “Çok sevdiği köpekler sonu oldu”, “Her gün beslediği sokak köpekleri parçaladı”, “Katil köpekler” gibi hedef gösterici ve sorumsuzca yapılan haberlerden son derece rahatsızız.

Sokak hayvanları katil değildir

Sokak köpekleri katil değildir, insan yemezler; insanların aksine taammüden ya da planlayarak yaşam hakkına ya da beden dokunulmazlığına kastetmezler. Buna rağmen, ilgili haberlerin yeterli delil olmaksızın hayvanları “suçlu” göstermesi, Türkiye’de iktidarın söylem ve pratiklerine meşruiyet sağlamayı ilke edinmiş, sorumsuz habercilik anlayışının bir göstergesidir.

Hayvan katliamlarının, toplamaların, ormana ve insansız alanlara terk ederek, sürgüne göndererek öldürmelerin arttığı, tecrit politikalarının ve soykırım mantığının merkez üssü olacak olan toplama kamplarının inşa edildiği, hayvanların şehirlerdeki varlığının tehdit altında olduğu şu günlerde, bu tarz haberler, yaklaşan felaketlere kamu nezdinde meşru zemin yaratmayı hedeflemektedir.

Hayvan psikolojisi ve davranışları hakkında uzmanlığı bulunmayan akademisyenlerden hayvanlar aleyhine görüş alınması, sokak ortasında köpek kurşunlamış bir avukatın demeçlerinin kullanılması, bu haberlerin arkasında yatan politik itkiyi de ortaya koymaktadır.

İnsana ve hayvana yönelen nefret söylemlerini köpürterek, temkinsizce, magazin malzemesi ve sansasyon unsuru olarak kullanan medya organları, toplumsal cinnet, histeri ve şiddetin artmış olduğu şu günlerde, birçok katliama ve drama adeta kapı aralayan, farklı kesimleri birbirine düşman eden birer manipülasyon aracı haline gelmiştir. Bu tür haberler, Türkiye’de medyanın iktidar pratiklerini meşrulaştırma itkisiyle, adaleti ve hak arayışını sabote ettiğinin en önemli kanıtlarıdır. Medya, yalnızca hayvanların katledilmesine gerekçe sunmakla kalmayıp, Erinç Pütün’ün yaşamını yitirmesine ilişkin başlatılan adlî süreci de manipüle etmekte, dolayısıyla işlenmiş suça ortak olmaktadır.

Medyayı “etik ilkelere” davranmaya çağırıyoruz

Benzer bir yaklaşım, üç sene önce Ankara’da İranlı bir şahsın yine sokak köpekleri tarafından öldürüldüğü iddia edildiğinde yaşanmıştır. Medyanın çarpıtıcı ve manipüle edici haberlerinin akabinde, bu kişinin ölümünü takip eden üç gün içerisinde yedi sokak köpeği yakılarak katledilmiştir. Eskişehir’de ve farklı illerde de benzer bir katliamın yaşanabileceğini, böyle bir olayın yaşanması hâlinde, bu katliamın sorumlularından birinin de sokak köpeklerini hedef gösteren yayın politikalarıyla,  medya etik ilkelerine aykırı davranan yazılı ve görsel medya olacağını şimdiden duyuruyoruz.

Çünkü sokak köpeklerinin sürü psikolojisinden dolayı saldırganlaştığını iddia eden bu haberlerde kullanılan demeçler, makul mantık silsilesinden mahrum oldukları gibi, insan-köpek ilişkisine, köpek doğasının ve psikolojisinin bilinen ve yıllardır deneyimlenen temellendirmelerine de ters düşmektedir. Bu olayda yaşandığı üzere, iddia veya varsayım düzeyindeki henüz aydınlatılmamış durumlarda,  köpekleri kendinden menkûl birer “tehlike” olarak yorumlamak doğru, bilimsel ve ahlakî bir yaklaşım olmaktan uzaktır.

Bu durumların, devletin insan-hayvan bir arada yaşama pratiklerine son vermeye yönelik yanlış uygulamalarını, bunun sonucunda topluma sirayet etmiş olan düşmansı tavrı, yaşatılan hak ihlâllerini de kapsayan bir çerçevede değerlendirilerek yorumlanması daha doğru olacaktır. Sokak hayvanlarına bir “sorun” ve “tehdit”miş gibi yaklaşıldığı sürece, haklara saygılı bir anlayışın oluşturulamayacağı aşikârdır ve bu yaklaşım sonucunda var oluştan gelen yaşam hakkı gibi temel hakların gasbı karşımıza çıkmaktadır. Daha doğal, korumacı ve bütünlükçü önlemler almak yerine, köpeklerin saldırgan davranışları bahane edilerek sokak hayvanlarının ortak yaşam alanlarımızdan tecrit edilmesi, hedef haline getirilmesi veya insan-hayvan-doğa ilişkisinin kökten zedelenmesi kabul edilemez.

Özellikle ana akım medyanın, temel yayıncılık  ilkelerine ters biçimde, araştırma ve sorgulamadan uzak bir politika izlediğini, kamu erkinin dilini kullanarak sokak hayvanları  üzerinde “tehlikelidir” algısı yaratmaya uğraştığını, “doğal yaşam alanı”, “hayvan refahı”, modern şehirler, gelişmiş toplumlar ya da benzer süslü tanımlamalarla sokak hayvanlarını tecride sürükleyecek bir yaklaşımı  topluma empoze etme çabasında olduğunu  görüyoruz. Daha önce insanlar üzerinde de uygulanmış bu politikaların şimdi sokak hayvanlarına uyarlanmaya çalışıldığı son derece açıktır. Bizler hayvanlarla ortak yaşam alanlarımız olan sokaklarda, hayvanlarla uyum içerisinde birlikte yaşama kültürünü bitirmek isteyen, sokak hayvanlarının akıbetini tamamen kamu erkinin eline bırakan, bunu olumlayan habercilik anlayışından da, uygulamalarından da oldukça endişeliyiz.

Medyayı, medya etik ilkelerine uygun haberler yapmaya davet ediyor, sokak köpeklerini potansiyel katiller olarak göstererek  hedef haline getiren, sorumsuz habercilik anlayışı ile hareket eden, nefreti körükleyen medya organlarını kınıyoruz. Erinç Pütün’ün ailesine sabır diliyoruz.

İMZACILAR:

Av. Bektaş Şarklı, Gaziantep Barosu Başkanı
Adana Barosu Hayvan Hakları Komisyonu
Ankara Barosu Hayvan Hakları Komisyonu
Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri
Bursa Barosu Hayvan Hakları Komisyonu
Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği
Derin Ekoloji Derneği
Dört Ayaklı Şehir
Engelli Hayvanları Koruma ve Hayvan Hakları Derneği
Gaziantep Barosu Hayvan Hakları Komisyonu
Gaziantep Doğa ve Hayvan Dostları Derneği
Hatay Barosu Hayvan Hakları Komisyonu
Hayvan Hakları İzleme Merkezi (HAKİM)
Hayvan Haklarını Koruma ve Geliştirme Derneği (HAGİD)
Hayvanlara Adalet Platformu (HAD)
Hayvanları Koruma Derneği Manisa (HAKDEM)
İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu
Kayseri Barosu Hayvan Hakları Komisyonu
Kayseri Hayvanları Koruma Derneği
Kırklareli Barosu Hayvan Hakları Komisyonu
Kocaeli Barosu Hayvan Hakları Komisyonu
Ordu Barosu Hayvan Hakları Komisyonu
Sarıyer Kent Dayanışması
Yeryüzüne Özgürlük Derneği
Yunuslara Özgürlük Platformu

*Bu bildiride Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) üyelerinin makalesinden de yararlanılmıştır.

info@cinselsiddetlemucadele.org – +90 542 585 39 90